Dikilitaş, diğer adı Theodosius Dikilitaşı, Sultanahmet
Meydanı'nın güney tarafında, Yılanlı Sütun'un yanında bulunan bir Antik Mısır Dikilitaş'ıdır. Dikilitaş, Mısır firavunu III. Tutmosis tarafından MÖ 15.
yüzyılda yaptırılmış ve Karnak tapınağının yedinci pilonunun güneyine
dikilmişti. Roma imparatoru II. Constantius MS 357 yılında dikilitaşı tahtta
bulunuşunun 20. yılı onuruna Nil ırmağı üzerinden İskenderiye şehrine getirtti.
Daha sonra, MS 390 yılında imparator I. Theodosius dikilitaşı gemi ile
İstanbul'a getirterek Hipodrom'da şimdiki yerine diktirdi.
Dikilitaş, kırmızı Asvan granitinden yapılmıştı ve orijinal
yüksekliği 30 m
idi. Ama ya nakliye sırasında ya da şimdiki yerine yerleştirilirken alt bölümü
tahrip olduğu için bugünkü yüksekliği 18,45 m 'dir (kaidesi ile birlikte 24,87 m ). Ağırlığı yaklaşık
olarak 200 ton'dur.
Lady Montagu, Şark Mektupları kitabında Dikilitaş'tan şöyle
bahsetmektedir;
"Bu taş, murabba şeklinde yontma taştan bir ayak üzerine mevzu
dört sütun üzerinde duruyor. Taşın iki ayağında Kabartma olarak bir muharebe ve
bir meclis resmi var. Diğer ikisinde ise Rumca ve Latince şunlar yazmaktadır";
Kuzeybatı cephesi
“18. sülaleden Yukari ve Asagi Mısır’ın sahibi 3. Tutmosis,
Tanrı Amon’a kurbanını sunduktan sonra Horus’un yardımıyla bütün denizleri ve
nehirleri hükmü altına alarak hükümdarlığının otuzuncu yılı bayramında bu
sütunu daha nice zamanların getireceği bayramlar için yaptırdı ve dikti.”
Kuzey cephesi
“Gizli ve kutsal
ismin her tecellisine mazhar olan tanrı Amon’a kurbanını büyük bir acz içinde
sunduktan sonra, ondan yardımlar dilenerek güneyin dostu, dinin nuru iki tacın
(Aşağı ve Yukarı Mısır) sahibi, kudretli hükümdar ülkesinin sınırlarını
Mezopotamya’ya kadar götürmeye azmetti.”
Güneydoğu cephesi
“Güneşin doğduğu
sırada sahip olduğu altın renkleri dünyaya yayan Horus’un verdiği kuvveti,
serveti, kuvvetli sevgi, saygıyı taşıyan ve Aşağı ve Yukarı Mısır’ın tacına
sahip olan ve bizzat Güneş tarafından seçilmiş olan firavun, bu eseri babası Ra
için yaptırdı.”
Güney Cephesi
"Tanrı Horus’un lütfuna mazhar olan ve Güneş’in oğlu
unvanını taşıyan Aşağı ve Yukarı Mısır’ın hükümdarı olan firavun, kudret ve
adaletle bütün ufuklara nur saçtı. Ordusunun önüne geçti. Akdeniz’de dolaştı,
bütün dünyayı mağlup etti. Sınırlarını Naharin’e kadar yaydı. Mezopotamya’ya
azimle gitti, büyük savaşlar yaptı".
Grekçe yazı bir anlatıcı ağzından yazılmış;
"Devamlı bir suretle yerde duran bu taşı dikme cesaretini
İmparator Theodosius gösterdi ve yardımına Proclus çağrıldı. Bu şekilde otuz
iki günde yerine dikildi."
Latince metinse taşın ağzından yazılmış;
"Önceleri direnmiştim;
fakat yüce efendimizin emirlerine itaat ederek, yenilen tiranlar üzerinde zafer
çelengini taşımam gerekti. Her şey Theodosius ve onun kesintisiz sülalesine
boyun eğiyor. Bana da galip geldiler ve reis Proclus’un idaresi altında otuz günde
yükselmeye mecbur oldum."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder